2011 yılında, 75 yaşındayken hayata gözlerini yuman,
Dizinin yaratıcısı Upstairs Downstairs'i yeniden hayata geçiren yapımcı senarist Heidi Thomas. Kendisi, Jennifer Worth'e ölümünden önce bir söz vermiş. Demiş ki "Dizinin bölüm sonlarında, hemşiremizin ağzından aktarılan cümleler başka hiçbir yazarın elinden geçmeyecek, değiştirilmeyecek." (Dizide, bölüm sonlarında duyduğumuz yaşlı Jenny'nin sesine Oscar ödüllü usta oyuncu Vanessa Redgrave hayat veriyor.)
Worth, anılarının televizyona ne şekilde aktığını görememiş olsa da bizler için gerçekten güzel bir tarih yazdığını söyleyerek konuya geçelim.
1950'lerde Londra'da hemşirelik yapan genç Jennifer'ın hayatına tanık oluyoruz. Kendisi, hemşirelik yapma yeterliliğini kazandıktan sonra, soluğu Londra'nın doğusundaki Nonnatus Evi'nde alır. İsmini bir azizden alan Nonnatus Evi, aslında ebelik yapan rahibelerin ve rahibe olmayan hemşirelerin birlikte yaşadığı bir manastırdır
Bu manastırın ahalisi, altlarında bisikletleri ile çevredeki sağlık sorunları için koşturan tatlılar tatlısı kadınlardır. Çaylak hemşiremiz de bizim gibi kısa zamanda bu eve, insanlarına ve çevrede olan bitene alışacaktır.
Elbette Jenifer'ın hayatı sadece bir araç. Biz hemşirelik yaptığı bu bölgedeki diğer hemşirelerin, rahibelerin ve hizmet verdikleri insanların hayatına tanık oluyoruz aslında. Varoş semtlerde, yoksulluk ve sefalet içinde yaşayan insanların, sizi üzmekten çok, nasıl da ümitle doldurduğunu, gülümsettiğini görmek gerçekten de bambaşka bir ayrıcalık.
Bu bölgede, durmadan hamile kalan "kadın kısmısı" bir numaralı hasta türü. Bu yüzden bol bol doğum, doğum öncesi ve sonrası vakasına dek geliyoruz. Şartlar gereği, ebelerin günümüz değme doktorlarına taş çıkarttığını da tahmin edersiniz. Zaten, "Ebeyi Çağır" ismi de buradan geliyor.
Madem öyle, görelim bakalım ebelerimizi. ;) (Bunu derken, o malum espriyi yapmamı bekleyenler, kendimi tuttuğumu bilmeliler.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder