Saylonlarİnsanlar tarafından yaratıldılar.Evrimleştiler.Başkaldırdılar.Birçok kopyaları var.…ve bir de planları…—…ve insanlar49.584 kurtulan,Dünya denilenYeni yuvalarını arıyor.
Dizinin ana konusu kısaca üstteki sözlerden oluşuyor. Knuyu biraz daha açmak gerekirse; Kobol adlı gezegende Tanrılarıyla beraber mutlu mesut yaşayan insan ırkı, bin yıllar önce, -daha sonra öğreneceğimiz bir nedenden dolayı- gezegeni terk etmek zorunda kalır. Kendilerini uzayın derinliklerinde bulan insan ırkı, yeni bir yuva arayışına girecekken bir kısmı gruptan ayrılır; kendi yolunu çizmeye karar verir. Geriye kalanlar uzun bir arayış sonucunda 12 gezegenden oluşan bir galaksi bulur ve oraya yerleşir.
Bu 12 gezegen sonrası, kolonilere ayrılırlar. Böylece 12 koloni kavramı oluşur. Kendilerinden ayrılan gruba da 13. koloni adını verirler.
Aerilon, Aquarion, Canceron, Caprica, Gemenon, Leonis, Libran, Picon, Sagittaron, Scorpia, Tauron, Virgon adlı bu gezegenlerde uzun süre yaşarlar. Her bir koloni belli alanlarda gelişmeler kaydeder. O özellikleriyle tanınır olur. Bazı koloniler tarımda yükselir, bazıları teknolojide. Bu süreçte koloniler arası savaşlar da yaşanır; bazen sınıfsal, bazense dinsel çatışmalar yüzünden.
Caprica, aralarında en gelişmiş olanıdır. Teknolojide çığır açar, günlük hayatta ve askeri alanda yardımcı olması için saylonları üretir. Yapay zeka sahibi olan saylon robotlar, belli kısıtlamalar nedeniyle sadece insan ırkının emrine amadedir. İşçi olarak, hizmetli olarak, asker olarak kullanılır ve makine olarak görülürler.
Yıllarca bu şekilde sorunsuzca ilerleyen sistem, saylonların insanlarla aynı haklara sahip olmak istemesiyle sekteye uğrar. İstekleri yerine gelmeyen saylonlar ayaklanır ve insanlığa savaş açarlar.
İnsanlık tarihinin en büyük savaşlarından biri olan, 1. Saylon Savaşı adını verdikleri bu savaş tam 12 yıl sürer. İki taraf da çok fazla kayıp verir. 12 yılın ardından saylonlar birden savaşı sona erdirir; iki taraf da masaya oturup ateşkes imzalar. Saylonlara galaksi dışında ayrı bir gezegen verilir. Uzayda ortak bir üs kurulur ve her yıl iki tarafın da birer temsilci göndereceği ve ateşkesin yenileneceği kararına varılır. İnsan ırkı her yıl anlaştıkları gibi temsilci gönderirken saylonlardan hiç kimse gelmez. Tam 40 yıl boyunca böyle devam eder. Artık her şeyin sona erdiği, savaşın bittiği düşünülürken saylonlar gezegenlere nükleer saldırılar düzenleyerek geri dönerler
İşte bu saldırıyla başlıyor hikayemiz. Saylonlar 40 yıllık sükunetten sonra ateşkesi bozuyor ve insan ırkına savaş açıyorlar ve şimdi eskisinden çok daha güçlüler. Onlar da teknolojide ilerlemiş ve kendi özel insan-saylonlarını yaratmışlar. Artık, tamamen insan görünümlü saylonlar savaşı yönetiyor. Hatta insan ırkının arasına bile karışmışlar. Saldırıların bu denli başarılı bir şekilde sonuçlanmasında en büyük etken de; insan-saylonlardan bir tanesinin savunma sistemi bilgilerini sorumlulardan birini kandırarak elde etmesidir.
Saldırılar esnasında gezegenlerde büyük tahribatlar yaparlar, insan ırkının büyük bir kısmı saldırılar esnasında ölür. 50.000 kişiden az bir topluluksa kaçmayı başarır. Etkisiz hale getirdikleri savunma sistemleri yüzünden insanlığın tüm savaş yıldızları(battlestar) imha edilir. Saylonlara karşı savaşabilmek için ellerinde olan tek silahsa, o gün müzeye çevrilmesi planlanan ve eski olduğu için sisteme bağlı olmadığından saldırılardan etkilenmeyen 1. Saylon Savaşı’ndan kalma Battlestar Galacticadır.(Savaş Yıldızı Galactica)
Az sayıda kalan insan ırkı, her şeye rağmen, eski kutsal metinlerde de adı geçen, 13. koloninin yaşadığına inandıkları Dünya adlı gezegeni bulma ümidiyle Battlestar Galactica ile uzaya açılırlar. Bilinmeyene doğru bu uzun yolculukta bir yandan saylonlarla savaşırken, bir yandan da gemideki yeni düzeni korumak zorundadırlar.
Sıradan bir uzay hikayesinden çok çok daha öte olan Battlestar’ın hikayesinde saylon-insan savaşı ve muhteşem görüntülerin yanı sıra insan ilişkileri, din, politika, felsefe ve psikoloji üzerine de çok güzel ayrıntılar bulacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder